2 Ekim 2017 Pazartesi

Hz. İsa Notları - 14

(Bu notun öncesini okumak için tıklayınız: Hz. İsa Notları - 13)
Galatyalılarda Verilen Gizli Haber

Pavlus'un Galatyalılar'da hatırlattığı bir bilgi:

"Demek istiyorum ki, vâris, her şeyin efendisi olduğu hâlde, çocukluğu boyunca köleden farkı yoktur; fakat babasının tâyin ettiği vakit gelinceye kadar o vasîlerin ve yöneticilerin koruması altındadır." 1

Galatyalılar mektubunu bütün hâlinde okuduğunuzda, bu cümlede geleceği haber verilen vârisin Hazret-i İsa bin Meryem 
'alâ nebiyyina ve aleyhisselam olduğu fikri insanı etkisi altına alır. Halbuki, burada bahsedilen "her şeyin efendisi olan vâris" Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed'dir aleyhissalâtu vesselâm


Yukarıda Pavlus'un bahsettiği "çocukluğunda köleden farkı olmayan kişi", Abdulmuttalib'dir. Onun isminin anlamı "Muttalib'in kölesi"dir. Peygamber Efendimizin dedesinin babası olan Muttalib, oğlunu Mekke'ye getirdiğinde herkes onu, Muttalib'in kölesi zannettiği için, halk dilindeki adı "Muttalib'in kölesi" anlamında Abdûlmuttalib olarak kaldı. Peygamber Efendimiz, Hakîkat-i Muhammediye nûrunun hakikî vârisiydi. Bu nur, babası Abdullah dünyâya gelmeden önce Abdulmuttalib'in alnındaydı. Dolayısıyla, emânetin vârisi de o sırada "çocukluğunda köleden farkı olmayan" kişiydi, tâ ki hakikî vâris olan kişi, Hazret-i Muhammed 
aleyhissalâtu vesselâm dünyayâ gelinceye kadar. Dolayısıyla, Pavlus'un bâzı sözlerinde, kandırmak istediği avam İseviler için aldatıcı anlamlar varken, Pavlus'un misyonu olan İseviliğin tahrif edilerek Hıristiyanlığa dönüştürülmesi görevi hakkında bilgisi olan bütün Yahudi ve kripto-Yahudi bilginleri aslında onun neden bahsettiğini anlayabileceklerdi. Allâh-u Teâlâ o Yahudi bilginlerinin neslinden gelen ve Peygamber Efendimizin muasırı olan Yahudi bilginleri hakkında şöyle buyuruyor:

الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَاءهُمُ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ  4
"Kendilerine Kitap verilenler, öz oğullarından nasıl şüphe etmeyip onları tanırlarsa, (Allah Rasûlü’nü bütün peygamberlik alâmetleriyle) aynı kesinlikte tanırlar. Fakat (buna rağmen, nefislerine ve nefsanîliklerine mağlûp olarak bu gerçeği gizleyen ve böylece) kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki, işte onlar iman etmezler." 3


"...babasının tâyin ettiği vakit gelinceye kadar o vasîlerin ve yöneticilerin koruması altındadır." sözünden anlaşılan, Peygamber Efendimizin yetimliğidir. Peygamber Efendimiz 
aleyhissalâtu vesselâm dünyâya gelmeden yaklaşık altı ay önce babası Abdullah vefât etti. Altı yaşına geldiğinde de vâlidesi Âmine vefât etti. O günden sonra Nebîler Serveri risâlet göreviyle görevlendirilene kadar akrabâlarının ve onu seven insanların koruması altında hayâtını devâm ettirdi. Burada bahsedilen "...babasının tâyin ettiği vakit" ibâresindeki baba, Allah-u Teâla hakkında Ehl-i Kitap'ın muharref bir itikadından kaynaklanıyor. O'nun bütün mahlûkatın yaratıcısı oluşunu, itikadlarında, O'nun bütün mahlukatın babası olmakla eşanlamlı hâle getirmişler.

Yahudiler, Peygamber Efendimiz ile ilgili bilgileri, Peygamber Efendimizin Araplardan mı yoksa İsrailoğullarından mı zuhur edeceğinden emin olmak istedikleri için, O, Arap kavmi içinden zuhur edip risâlet görevini yapıncaya kadar sakladılar. Ancak, O zuhur ettikten sonra artık O'nun İsrailoğullarından olmadığından emin olunca düşmanlık bayrağını açtılar ve O'nunla ilgili ellerindeki bilgileri yok ettiler veyâ bir kısmını şifreli, kendilerinden başkasının kolayca anlayamayacağı hâle getirdiler, bir kısmını da gizlediler. Onunla ilgili ne kadar ayrıntılı bilgilere sahip olduklarını Pavlus'un bu sözünden yola çıkarak da anlayabiliriz. Çünkü yukarıda zikredilen, ellerindeki bilgilerin sadece bir kısmı. Bu bilgileri gizli hâle getirmelerinin sebebi en başta, İsrailoğullarından olan kendi tebaalarını kaybetmemek olsa gerek.

Dipnotlar
3) Ali Ünal meâli

(Bu notun sonrasını okumak için tıklayınız: Hz. İsa Notları - 15)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder