01) Aşağıdaki önerme yanlıştır.
“Açık ceza normlarında normun yaptırım kısmı eksiktir.”
Açık
ceza normları, tam olmayan hükümlerden farklıdır. Açık ceza normlarında
müeyyide belirlenmiştir. Buna karşılık kural, örneğin bir konuda yetkili
makamlar tarafından çıkarılacak özel ve genel nitelikteki emir veya tedbirlere
uymanın hükme bağlandığı hallerde olduğu gibi, gelecekteki bir unsurla
tanımlanır.
02) Aşağıdaki
önerme yanlıştır.
“Ahmet, Ali’nin üzerine atılarak onu yumruklamış ve ardından kendiliğinden vazgeçerek arkasını dönmüş ve olay yerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Ardından yerden kalkan ve kendisini toparlayan Ali, Ahmet’e yetişerek yüzüne iki yumruk atmıştır. Olayda Ali hakkında meşru savunmada sınırın aşılması hakkındaki hükümler uygulama alanı bulacaktır.”
Meşru
savunmadan söz edebilmek için çeşitli kurallar vardır. Bunlardan olayımızla
ilgili olan “savunma zorunlu olmalıdır” ilkesi (şartı) gerçekleşmediği için
burada meşru savunma değil, olsa olsa haksız tahrik söz konusu olur.
03) Aşağıdaki
önerme doğrudur.
“Ancak belli niteliğe sahip kişiler tarafından işlenebilen suçlar, özgü suç olarak adlandırılır.”
Kanunlarda
öngörülen suçların büyük bir çoğunluğu herhangi bir insan tarafından
işlenebilirken bazı suçlar ancak belli kişiler tarafından işlenebilmektedir.
Kanun bazı hallerde suçun varlığı için failin belirli bir hukuki veya fiili
durumda bulunmasını şart koşmaktadır. Herkes tarafından işlenemeyen bu suçlara
özgü suç adı verilir.
04) Aşağıdaki
önerme yanlıştır.
“Anti sosyal nitelikteki fiiller, kanunda açıkça düzenlenmemiş olsalar bile cezalandırılabilirler.”
TCK
m. 2’de “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve
güvenlik tedbiri uygulanamaz” ve TCK m. 7’de ele alınan düzenlemelerde biçimsel
kanunilik ilkesinin benimsendiği görülür. Biçimsel kanunilik ilkesinin iki
temel sonucundan biri de anti sosyal olsalar bile kanunun açıkça suç saymadığı
hareketlerin cezalandırılamaz olmasıdır.
05) Aşağıdaki
önerme yanlıştır.
“Aynı kişinin bir suçun hem faili hem de mağduru olması mümkündür.”
Pasif
süje veya mağdur, suçu oluşturan fiilden doğrudan saldırıya uğrayan kimse veya
kimselerdir. Ceza hukuku anlamında hukuka aykırı fiili işleyen kimse suçun
failidir. Fail ve mağdur sıfatı hiçbir şekilde aynı kişi olamaz. Örneğin
askerliğe gitmemek için kolunu kesen kişi suçun faili, devlet ise suçun
mağdurudur.
06) Aşağıdaki
önerme doğrudur.
“Biçimsel açıdan suçu, ceza müeyyidesi gerektiren fiil olarak tanımlamak mümkündür.”
Suçun
biçimsel anlayışı, kaynağını ceza kanunundan alır. Ceza kanunu ile suç arasında
çözülmesi mümkün olmayan bir bağ vardır. Çünkü suç, ceza kanununun ihlalinden
ibarettir. Suç genel olarak, hukuk düzeninin ceza tehdidi ile yasakladığı bir
fiil olarak tanımlanır.
07) Aşağıdaki
önerme yanlıştır.
“Bulgaristan vatandaşı olan B’nin Alman vatandaşı olan A’yı Bulgaristan’da, öldürmek amacıyla yaralaması ve A’nın tedavi altına alındığı Edirne Devlet Hastanesi’nde bu yaralama sonucu ölmesi halinde suç Bulgaristan’da işlenmiş sayılır ve olaya Türk kanunlarının uygulanmaması gerekir. “
Failin
ya da mağdurun uyrukluğuna bakılmaksızın
suç nerede işlenmiş ise o yerin ceza yasasının uygulanmasını ifade eden
ilkeye ülkesellik ilkesi denir. Türkiye’de işlenen suçlar bakımından ülkesellik
ilkesi benimsenmiştir. Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları
uygulanır. Hareketin kısmen ya da tamamen Türkiye’de yapılması veya sonucun
Türkiye’de gerçekleşmesi durumunda suç, Türkiye’de işlenmiş sayılır (TCK 8/1).
08) Aşağıdaki
önerme doğrudur.
“Ceza hukukunda kanunilik ilkesinin sağladığı önemli güvencelerden biri de yargıcın keyfiliğini önlemektir.”
Ceza
kanununda kanunilik ilkesinden dolayı, yargıç önüne gelen davada yorum, kıyas
dahi yapamaz (TCK m. 2/3).
09) Aşağıdaki önerme yanlıştır.
09) Aşağıdaki önerme yanlıştır.
“Ceza hukukunda kıyas yasağı hukuka uygunluk nedenlerini de kapsar.”
Suç
ve ceza içeren hükümlerin uygulanmasında ve yorumlanmasında kıyas, mutlak
olarak yasaktır. Kıyasın lehe veya aleyhe olması, bu bakımdan önemli değildir. Ancak
suç ve ceza içermeyen hükümler yönünden lehte kıyas yapılması mümkündür.
Örneğin, hukuka uygunluk nedenleri, kusurluluğu kaldıran ya da azaltan nedenler
bakımından lehte kıyas yapılması mümkündür.
10) Aşağıdaki
önerme, bir görüşe göre yanlıştır.
“Doğalcı anlayışa göre her suçun bir sonucunun olması gerekir.”
Nevzat
Toroslu’nun Ocak 2008 tarihli Ceza Hukuku Genel Kısım kitabının 121. sayfası
dikkate alındığında, “sonucun doğalcı anlayışı esas alındığında, bunun her
suçta daima bulunması gerekli bir unsur olmadığını kabul etmek gerekecektir.
Çünkü bazı suç tiplerinin gerçekleşmesi için kanun sadece belirli bir davranışı
yeterli görmekte, ayrıca bundan dolayı dış dünyada bir değişiklik meydana
gelmesini aramamaktadır.”
(Bu notun sonrasındaki notu okumak için tıklayınız: Ceza Hukuku Notları - 2)
(Bu notun sonrasındaki notu okumak için tıklayınız: Ceza Hukuku Notları - 2)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder